“Atam, fikirlerinle yolumuzu aydınlatmaya devam ediyoruz”
1980/90’LI YILLARDA HAL SOKAĞI VE DOKUZ EYLÜL GAZETESİ

1980/90’LI YILLARDA HAL SOKAĞI VE DOKUZ EYLÜL GAZETESİ

sesdergisi 2025-01-16 GÜNCEL HABER

1980/90’LI YILLARDA HAL SOKAĞI VE DOKUZ EYLÜL GAZETESİ

Hal’in giriş kapısından Menderes Bulvarı’na uzanan küçük sayılabilecek Hal Sokağı, günümüzde ağırlıklı olarak yiyecek sektörü olmak üzere birçok esnafı barındıran özelliği ile yine capcanlı ve hareketli bir sokak. Gelin biz 40/50 yıl öncesine dönerek Hal Sokağı’nın fotoğrafını çekelim ve anılarımızı tazeleyelim.
Menderes Bulvarı yönünden girişten başlamak üzere çizburgerci Ahmet Taşkın, ayakkabı malzemeleri satan Akif Abi, Dokuz Eylül Gazetesi sahibi Hayati Çelik, lokantacı Mehmet Emin abi, lokumcu Ahmet, otelci Ihsan Karagöz, terzi Alaettin, Dr Burhan Ayvalıklı, Saraç Efe , çinici dükkanı, buzdolapçı Yılmaz Abi, zeytinci Kadir Yener, marketçi İbrahim/Bora Yamanlar ,ismini hatırlayamadığım "gangster " lakaplı Kadıköy'de ikamet eden bakkal dükkanı işletmecisi, Hal kapısı önünde balıkçı Ömer, kış mevsiminde hal kapısı önündeki kafesin içeresinde canlı sığırcık, Karatavuk, Kırcaali satan Arap Ahmet, keza çiçekçi kadınlar, biraz daha öncesine gidersek müdavimlerin uğrak yeri şarapçı Ferhat’ın dükkanı, şimdiki Ergüder Plastiğin yerinde çini fabrikası , karşısında Sağlamların mangal kömürü satan dükkanı … Bu gün Avcılar Kulübü Lokalinin karşısındaki boş arsada bulunan dut ağacının çevresinde at arabacıları her daim hazır beklerdi (günümüzde ne sözü edilen arsa ne de at arabacıları kaldı).O yıllarda bu sokak güzel bir esnaf sokağı idi. Bahar ve yaz akşamları tavla partileri yapılırdı.
Bu sokakta saydığımız kişilerin kendine özgü kişilikleri ve renkli yaşamları vardı. Bu nedenle Edremitlilerin çoğu tarafından bilinen tanınan insanlardı. Ayakkabı malzemeleri satan Akif Abi yaz/ kış dükkanını 8.30'da acar 12.00'de kapatıp öğle yemeğine gider,13.30'da yeniden açıp kışın 17.00'de yazın 19.00'da kapatırdı. O yıllarda Burhaniye, Havran, Gömeç, Ayvalık ve diğer çevre ilçe ve beldelerden malzeme almaya gelenler öğle saatine denk gelmişse bir buçuk saat dükkanın önünde beklerdi. Akif Abinin dükkânı resmi daire gibi açılır kapanırdı. Çünkü o yıllarda körfezde toptan ayakkabı malzemesini sadece Akif Abi satardı.

Sokaktaki en renkli ve hareketli büro şüphesiz Dokuz Eylül Gazetesi bürosuydu. Edremit'in nabzı orda atardı. Gazete sahibi Hayatı Çelik girişken, hareketli, neşeli, sevecen, büyük küçük herkesle barışık, eşi dostu seveni çok olan Körfez bölgesinde tanınmış bir gazeteciydi. Sürekli Basın Kartı sahibiydi. Hayata sıkı sıkı bağlı yaşamayı seven eşsiz birisiydi. Girişimciydi. Hep hayallerinin peşinden koştu, Akçay’daki çiftliğinde alabalık, Pekin ördeği, keklik, bıldırcın yetiştirdi. Besicilik de yaptı. İnek, koyun, kuzu, tavuk, kaz yetiştirmenin yanı sıra bir ara dağlardan kekik toplattırdı ve kekik suyu üretimi yaptı. Ama bunları ticari amaçla yapmadı. Hepsi hobi, özel zevkiydi. Kısaca Edremit’in değerlerinden biriydi. Gazete bürosu akşama kadar hep dolu olurdu. Günün her saatinde bürokrattan sıradan bir vatandaşa kadar herkesi orada görmek mümkündü. Günlük yayınlanan gazetede Hıfzı Aksoy, Dr. Aslan Göbelezoğlu, Erol Özkan’ın hemen hemen her gün makaleleri yayınlanırdı. Rahmetli Hayri Gerkuş pazartesi günleri öğleden sora gazeteye gelir,” çocuklar benim kahvemi söyleyin” der ve hafta sonu oynanmış maçların kritiğini haberleştirirdi. V. Yalçın, Av Mahmut Ceylan …. ‘ın haber/makale/yorumlarını belli periyotlarla görmek mümkündü. Yerel gazeteciler Mustafa ve Bekir Terzioğlu kardeşler, Türkan, Foto Metin Abi… gazeteye yazıları ile katkıda bulunurlardı. Rahmetli Aslan Göbelezoğlu kalp ameliyatı olmadan önce güncel konularındaki makalelerinde kısa ama vurucu cümleler kurardı. Bu yönüyle Bekir Coşkun’un yazılarını anımsatırdı. Siyasi eleştirilerinde sert ve vurucu bir üslubu vardı. Ancak, kalp ameliyatı olduktan sonra ne olduysa sert eleştirileri yumuşadı, cümleler uzadı ve daha hoşgörülü bir tutum sergiledi. Hıfzı Hoca yazdıktan sonra yazılarını sesli olarak okur ve gazetedeki herkese dinletirdi. Okurken bazen sinirlenir, heyecanlanır ve masayı yumruklardı. Erol Özkan ise tam bir neşe kaynağı idi. Onun bulunduğu yerde üzüntü ve gerginlik olamazdı, varsa da kısa sürede sona ererdi. Genelde yöremizin/bölgemizin arkeolojik değerleri ile doğal ve turizm potansiyelini dile getiren yazılar yazardı. Yazı İşleri Müdürü Hadi Erk ara sıra gazeteye uğrar, Hayati Çelik ve çalışanlar ile sohbet ederdi. Dr. Burhan Ayvalık’la da her gün gazeteye gelir, kahvesini içer ve Hayati Çelik ile şakalaşır, ona takılırdı. Gazete önceleri Pedal diye tabir edilen makine ile basılırdı. Çalışanlar Cemal, Ali, Selim, Şenol, Hüseyin, Ersin, Ümit hurufat dediğimiz dökme harfleri tek tek elde kumpas dediğimiz basit dizgi aletlerine dizerek yazıları oluştururlardı. Daha sonraları “entertip” denilen dizgi makinesinde yazılmaya başlandı. Yazılar makinenin kurşun potasında eriyen kurşun kalıplara dizilirdi. Bu nedenle gazete bürosu her zaman kurşun eriyiği kokardı. Dizilen tüm yazılar (haber, makale…) bitikten sonra sayfa büyüklüğündeki çelik kalıba yerleştirilir ve sıkıştırma yöntemiyle sayfa oluşturulurdu. Sonraları İbrahim Tümen, Senem, Selma, Bahar..’ın katılımıyla 1990’lı yılların ilk yarısında bilgisayarların ve baskı makinaların kullanımlarının yaygınlaşmasıyla yazılar, sayfa düzenleme ve baskı işlemleri bilgisayar ve baskı makinalarıyla yapılmaya başlandı. Renkli ofset baskı teknolojisinin yaygınlaşmasıyla gazete yol ayrımına geldi. Ya renkli ofset tekniğine geçilecek ya da yayın hayatı sonlanacaktı. Sonuçta yayın hayatının sona erdirilmesi kararı tercih edildi.

Lokantacı(çorbacı)Mehmet Emin Abi çok renkli bir kişilikti. Özellikle spor karşılaşmalarının kritiğinin (geyik muhabbeti) yapıldığı pazartesi sabahları çorba içerken muhabbete doyum olmazdı. Mehmet Emin Abi kendine has hazır cevaplığıyla (argo karışımı) herkese laf yetiştirirdi. Sırf bu nedenle sabahları çorba içmeye ya da öğle yemeğine gelenler de vardı. Bu arada çok güzel nefis yemekler yapardı. Dr. Burhan Ayvalıklı, Zeytinci Kadir Yener, İbrahim Yamanlar, Bora Yamanlar'ın renkli kişiliklerini herkes bilir. Keza Lokumcu Ahmet, Karagoz Oteli sahibi İhsan Karagöz ve terzi Alaettin Abinin kişiliklerini de...Yukarıda adını andığımız bu mümtaz kişilerden Lokumcu Ahmet, Bora Yamanlar, Ahmet Taşkın ve gazete çalışanları haricindekilerin hepsi Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Günümüzde o sokakta adını andığımız hiç kimse kalmadı. Bir dönem kapandı.
Ali Meral Yalçın
#eskiedremit #9eylülgazetesi #yerelmedyagazetesi #medyafm #edremit #alimeralyalçın #birzamanlaredremit #halsokağı

Benzer Haberler

    Henüz hiç yorum yapılmamış...
  • Ad ve Soyadınız
    Mailiniz
    Yorumunuz...